Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the acf domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/thecode/510.thecode.com.tr/wp-includes/functions.php on line 6121
Havana Gezi Rehberi:Aynı Gökyüzü Altında Zamansız Bir Şehir – 510Milyon

Havana Gezi Rehberi:
Aynı Gökyüzü Altında Zamansız Bir Şehir

Bazı şehirler vardır, kalbinizin bir köşesinde hep yer eder. Havana işte tam da öyle bir yer. Sanki dünyanın geri kalanı zamana ayak uydururken, Havana bir noktada durmuş gibi. Kolonyal binaların çatılarında esen rüzgar, sokaklardan yükselen müzik, yoldan geçen klasik arabalar… Tüm bu detaylar sadece bir seyahatten fazlasını, bambaşka bir zamana yapılan bir yolculuğu çağırıyor. Havana’ya adım attığınızda sadece ülke değiştirmiyorsunuz; bir ruh haline giriyorsunuz. O ruh, bazen hareketli sokaklarda, bazen bir mojito bardağında, bazen de sokağın köşesinden size gülümseyen bir müzisyende gizli.

Bu yazıda Havana’yı adım adım keşfedecek, nerede gezilir, nerede kalınır, nasıl plan yapılır gibi tüm detaylara ulaşacaksınız.

Eğer siz de “Havana’da ne yenir, nerede yenir?” diye düşünüyorsanız, Havana Yeme-İçme Rehberi yazımıza da mutlaka göz atın.

Havana Hakkında Kısa Kısa:

  • Tam adıyla San Cristóbal de La Habana, Karayipler’in en büyük adası olan Küba’nın başkenti.
  • 1515 yılında kuruldu, 1519’da bugünkü konumuna taşındı. Yani Havana 500 yaşını çoktan devirdi!
  • 1607’den itibaren İspanyol kolonisi Küba’nın başkenti olarak önem kazandı.
  • Şehir, tarih boyunca korsan saldırılarına, sömürge savaşlarına ve politik dönüşümlere sahne oldu.
  • UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Old Havana, kentin en ikonik ve tarihi bölgesi.
  • Nüfusu yaklaşık 2.1 milyon. Karayipler’in en kalabalık şehri.
  • Barok mimarisi, klasik arabaları ve canlı müzik kültürüyle tam anlamıyla bir açık hava sahnesi gibi.
  • Havana, 20. yüzyılda ABD’nin kumarhaneler ve mafya bağlantılı işletmeleriyle “eğlence adası”nın başkentine dönüşmüş; 1959’daki devrim ise bu hikayeyi tamamen değiştirmiştir.

Havana’da Gezilecek Yerler

Havana’yı gezmek, bir zaman makinesine binmiş gibi hissettiriyor. Kolonyal geçmişin izleri, devrim sonrası atmosfer ve Karayip coğrafyasının renkli ruhu, bu şehirde iç içe geçmiş durumda. Sokaklar müze gibi, meydanlar sanki birer film seti. Şehrin bundan çok daha fazlası olduğunu ilave ederek, Havana’da mutlaka görmeniz gereken yerleri listeleyelim.

Old Havana (La Habana Vieja)

Şehir, yapısal olarak 3’e bölünmüş durumda: Old Havana (La Habana Vieja), Vedado ve yeni mahallerlerden oluşan diğer bölge. Havana’nın kalbi ise eski şehirde atıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu bölge, 16. yüzyıldan kalma binaları, kapıları hiç kapanmayan evleri, dar sokakları, renkli meydanları ve her köşesinden yükselen müzikle ziyaretçilerini büyülüyor.

Museo de la Revolución (Devrim Müzesi)

Küba tarihini yerinde, duvarlarında ve eşyalarında solumak isterseniz görmeniz gereken yerlerden biri kesinlikle Devrim Müzesi olmalı. 1959 devriminden önce Batista’nın Başkanlık Sarayı olarak kullanılan bu görkemli yapı, devrim sonrasında anlamlı bir kararla halka açılarak müze haline getirilmiş. Hem mimarisi hem de içerdiği objelerle Küba’nın siyasi ve toplumsal dönüşümünü en doğrudan hissedebileceğiniz adres burası.

Müze binası, 1920’li yıllarda Kübalı mimar Carlos Maruri ve Belçikalı mimar Paul Belau tarafından tasarlanmış. Mimari detaylar dikkatle incelendiğinde İspanyol zarafeti, Fransız şıklığı ve Alman fonksiyonelliği bir araya geliyor. İç mekanda özellikle tavan süslemeleri ve merdiven korkulukları dönemin ihtişamını yansıtıyor.

Müzede, Che Guevara’nın kişisel eşyalarından, devrimde kullanılan silah ve mühimmatlara, eski savaş uçaklarından Granma yatı gibi simgesel objelere kadar geniş bir koleksiyon yer alıyor. Granma, Küba devrimcilerini Meksika’dan adaya taşıyan ve devrim ateşini yakan sembolik bir yat olarak burada özel bir alanda sergileniyor.

Ziyaretiniz sırasında dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta ise dil konusu: Müzedeki yazılı anlatımların büyük çoğunluğu yalnızca İspanyolca. İngilizce açıklamalar çok sınırlı ve şu an için sesli rehber veya interaktif tur imkanı bulunmuyor. Bu nedenle gitmeden önce temel bilgilerle donanmak ya da İspanyolca bilen biriyle gezmek, deneyiminizi çok daha anlamlı kılacaktır.

#510Tips

Koleksiyonun genişliği nedeniyle müzeyi gezmek için en az 2–3 saatlik bir zaman dilimi ayırmanızı tavsiye ederiz. Eğer zamanınız varsa müzeye sabah saatlerinde gitmek en iyisi. Hem kalabalık az olur hem de binanın detaylarını daha rahat inceleyebilirsiniz. Ayrıca fotoğraf çekimine izin verilmeyen bölümler bulunduğunu unutmayın.

Plaza Vieja

Havana’nın en karakteristik ve fotojenik meydanlarından biri olan Plaza Vieja, 16. yüzyıldan kalma bir yerleşim merkezi. Dört bir yanı restore edilmiş tarihi binalarla çevrili bu meydan, hem geçmişin izlerini taşıyor hem de bugünün nabzını tutuyor. Ayrıca meydanda sıralanan kafelerde canlı müzik eşliğinde zaman geçirebilir, yerel sanatçıların performanslarına tanıklık edebilirsiniz. Özellikle Cafe Bohemia, gölgeli masaları ve ev yapımı limonatasıyla lokallerden de onaylı.

  • Camera Obscura: Meydanın en yüksek binasında yer alan bu optik sistem sayesinde şehrin 360 derece manzarasını izleyebilirsiniz.

Museo del Ron Havana Club (Havana Club Rom Müzesi)

Rom, Küba’nın ruhu… Ve Havana Club, bu ruhun şişeye girmiş hali. Bu müze, sadece bir içki fabrikası değil, Küba’nın tarihini ve ekonomisini şekillendiren bir sektörün kültürel yansıması. Rehberli turlar eşliğinde romun nasıl üretildiğini, hangi fıçılarda nasıl yıllandırıldığını, neyle nasıl içileceğini öğreniyorsunuz. Tur sonunda yapılan rom tadımı da deneyimin yıldız anı.

Müze çıkışında bulunan mağazadan, farklı rom çeşitlerini ve sınırlı üretim özel şişeleri satın alabilirsiniz. Havana Club burada çok daha uygun fiyatlı ama bagaj limitinizi unutmayın.

Museo Nacional de Bellas Artes (Güzel Sanatlar Müzesi)

Havana’da sadece devrim değil, sanat da güçlü. Bu müze iki ayrı binadan oluşuyor: Biri Küba sanatına, diğeri ise uluslararası eserlere ayrılmış.

Küba’nın sanatsal evrimini kronolojik olarak gezebileceğiniz bölümler, ülkenin sosyal tarihini anlamanın alternatif bir yolunu sunuyor. Özellikle Küba ressamlarının 20. yüzyıl sonrası yaptığı politik eserler, devrimin sanatla nasıl iç içe geçtiğini açıkça gösteriyor. Müzeyi gezerken klasik müzik sesleri duyarsanız şaşırmayın; içeride zaman zaman ücretsiz oda müziği konserleri de düzenleniyor.

Eski Havana Sokakları – Açık Hava Müzesinde Yürüyüş

La Habana Vieja sadece bir yerleşim alanı değil, geçmişin bugüne sindiği bir yaşam formu gibi. Bu bölgeyi yürüyerek keşfetmek, Havana’yı gerçekten tanımak anlamına geliyor. Her sokak köşesi, her balkon, her açık kapı size farklı bir hikaye fısıldıyor.

Dar taş sokaklar boyunca sıralanmış kolonyal yapılar, sokağa bakan ve çoğu zaman açık bırakılan yüksek ahşap kapılar, içeriden gelen eski radyo sesleri, arka fonda ise bol trompetli Küba müzikleri… Bunların hepsi Havana sokaklarının olmazsa olmazı. Kimisi pencereden sizi izliyor, kimisi balkonundan size “¡Hola!” diye sesleniyor.

#510Tips

Sabah saatlerinde ya da gün batımında yürüyüş yapmak hem hava açısından daha konforlu olur hem de fotoğraf çekmek için en iyi ışığı yakalarsınız. Gözünüzü duvarlardaki sanat işlerinden, balkonlardaki detaylardan ayırmayın.

Klasik Araba Turu Durakları

İlk kural: Şehrin pek çok noktasına konumlanmış olan klasik arabalar ile şehirde bir tura çıkmadan Havana terk edilmez. İkinci kural: Klasik araba turuna öğle saatlerinde, güneş kremi olmadan ve şapkasız çıkılmaz…

Tur rotaları genellikle Eski Havana’dan başlıyor ve Devrim Meydanı, Vedado, Malecón, El Capitolio gibi önemli durakları kapsıyor. Turların süresi isteğe göre 30 dakikadan 2 saate kadar uzayabiliyor. Arabanızın modeli kadar şoförünüzün enerjisi ve anlatımı da deneyiminizi belirliyor. Bazı sürücüler aynı zamanda şehir rehberi gibi davranıp size Küba’nın yakın tarihinden sokak anekdotlarına kadar keyifli bilgiler aktarabiliyor.

💸 Fiyatlar ortalama 30–50 USD arasında değişiyor. Pazarlık neredeyse her zaman mümkün; ancak turun süresi, duraklar ve ekstra fotoğraf molalarının dahil olup olmadığını önceden netleştirmeniz önemli. Özellikle gün batımına yakın saatler, turu fotoğraf açısından daha keyifli hale getiriyor.

El Capitolio

Tura başlamadan hemen önce (eğer El Capitolio’nun önünden başlarsanız) Havana’nın Beyaz Saray’ı El Capitolio’yu görebilirsiniz. Meşhur Beyaz Saray’ın bir benzeri olan bina, ABD sömürgesinin izlerinden biri… 1959 yılından, yani devrimden sonra hükümet binası işlevini yitiren bina, 2010 yılında ulusal anıt ilan edilmiş. 

Plaza de la Revolución (Devrim Meydanı)

Küba’nın ideolojik kalbinin attığı yer burası. Yalnızca Havana’nın değil, tüm ülkenin en sembolik meydanı. 72 bin metrekarelik bu devasa alanda, 1 Mayıs ve 26 Temmuz gibi önemli devrimsel günlerde yüzbinlerce kişi toplanıyor. Meydanın çevresindeki gri hükümet binalarının cephelerinde, iki figür hemen dikkat çeker: Birinde Che Guevara’nın “Hasta la victoria siempre!” (Zafere kadar daima!) sloganıyla yüzü, diğerindeyse Camilo Cienfuegos’un “Vas bien, Fidel” (Doğru yoldasın, Fidel) sözüyle silueti yer alır. Meydanın tam ortasında ise 109 metrelik José Martí Anıtı yükselir. Bu anıt Küba’nın bağımsızlık mücadelesinin fikir babası José Martí’ye adanmış ve Havana’nın en yüksek noktalarından biridir. Tepesine çıkarak Havana’yı kuş bakışı izlemek mümkün.

Parque John Lennon (John Lennon Parkı)


Vedado bölgesinde yer alan bu park, Beatles hayranı Kübalılar için duygusal bir simge. 2000 yılında, Lennon’ın ölümünün 20. yılı anısına açılan parkta, bronz heykeli bankta otururken görebilirsiniz. Fakat asıl detay gözlüğünde… Lennon’un metal gözlükleri, uzun yıllar boyunca defalarca çalındığı için parkın görevlisi tarafından korunuyor. Ziyaret ettiğinizde küçük bir bahşiş karşılığında gözlükleri Lennon’a takıyor, siz de onunla bir kare hatıra fotoğrafı çekebiliyorsunuz. Absürt ama sevimli bir tören.

Christ of Havana

Rio’daki Kurtarıcı İsa heykelinin Küba’daki kardeşi gibi düşünülebilir ama bu heykelin hikayesi çok daha politik. Şehrin karşı kıyısındaki Casablanca tepesinde yer alan 20 metrelik bu İsa heykeli, beyaz İtalyan mermerinden yapılmış. Kübalı heykeltıraş Jilma Madera tarafından tasarlanmış ve 1958 yılında, devrimden sadece 15 gün önce açılmış. İsa’nın bir elinde puro, diğerinde mojito tuttuğu söylentisi yaygın bir şehir efsanesi. Aslında eller açık şekilde dua eder pozisyonda, ama Küba halkı bu esprili yorumu heykelin “yerelleşmiş” hali olarak benimsiyor. Buraya ulaşmak için tünelden geçerek karşı yakaya geçiyorsunuz. Manzara nefes kesici. Özellikle gün batımında Havana’nın pastel siluetini izlemek isteyenler için ideal bir nokta.

Castillo del Morro ve La Cabaña Kalesi

Havana Körfezi’nin ağzında karşılıklı duran bu iki kale, adeta şehrin tarih kitapları. El Morro, 16. yüzyılda İspanyollar tarafından inşa edilmiş ve korsanlara karşı Havana’nın ilk savunma hattı olmuş. Denizden gelen her gemi, önce bu kalenin gölgesinden geçmek zorundaymış. Yanındaki La Cabaña ise 18. yüzyılda yapılmış ve dönemin en büyük askeri komplekslerinden biri. Devrim sonrası bir dönem Che Guevara burada karargah kurmuş.

Bugün kale, müze olarak hizmet veriyor. Ama en büyüleyici an, her akşam saat 21.00’de gerçekleşen top atışı seremonisi (Cañonazo de las 9). Askeri üniformalı Kübalı gençler, tarihi kostümlerle top atışı yapıyor. Yüzyıllardır süregelen bu gelenek, hem yerel halkın hem turistlerin en çok ilgi gösterdiği etkinliklerden biri.

Centro Cultural Casa del Che en La Cabaña (Che House Kültür Merkezi)


Che Guevara’nın devrimden sonra Havana’da kaldığı ilk yer olan bu mütevazı yapı, bugün Che Kültür Merkezi olarak hizmet veriyor. Che, şehre girdikten sonra ilk olarak bu evi hem yaşam hem de operasyon üssü olarak kullanmış. İçeride Che’nin kişisel eşyaları, fotoğrafları, yazışmaları ve devrim yıllarına ait belgeler sergileniyor. Burası turistik anlamda fazla bilinir değil, ama Che’nin ruhunu daha yakından hissetmek, devrimci yaşamın ne kadar yalın ve mücadele odaklı olduğunu görmek için oldukça özel bir durak.

Alternatif Rotalar ve Kültürel Noktalar

Malecón: Havana’nın Sahil Şeridi

Havana’yı Havana yapan detaylardan biri, hiç kuşkusuz ki dalgaların ritmine ayak uydurmuş Malecón. Şehrin yaklaşık 8 kilometrelik sahil şeridi, gündüz başka, gün batımında bambaşka bir atmosfere bürünüyor. Kimi zaman dalgalar öyle kuvvetli vuruyor ki, deniz duvarı boyunca yürürken üzerinize sıçramamaları neredeyse imkânsız. Ama asıl güzellik, burada sadece Havana’nın değil, Küba’nın ruhunun akıyor olması. Malecón boyunca sıralanan pembe, sarı, maviye çalan eski apartmanlar, yılların verdiği yorgunluğu taşısa da bir şekilde zarafetini koruyor. Güneşin batış saatlerinde sahil duvarına oturmuş gitar çalan gençler, rom şişesini paylaşan dostlar, sohbet eden yaşlı çiftler ya da turistlere Küba şarkılarıyla eşlik eden yerel müzisyenler… Hepsi Malecón’un bir parçası.

Burası yalnızca bir yürüyüş yolu değil; gündelik hayatın sahnesi. Etrafta kafe veya restoran çok fazla olmasa da yanınıza küçük bir atıştırmalık ve içecek alıp gün batımını izlemek, Havana’da yapılacaklar listenizin üst sıralarında olmalı.

Malecón’un Sürprizi: Atatürk Büstü

Küba’da, Türkiye’nin kurucu liderine ayrılmış bu anlamlı köşe, çoğu ziyaretçi için beklenmedik ama bir o kadar da etkileyici bir karşılaşma sunuyor. Büst, Malecón üzerinde, denize karşı mütevazı ama onurlu bir şekilde konumlanmış. 2008 yılında açılan anıt, yalnızca iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin değil, aynı zamanda karşılıklı saygının ve evrensel liderlik değerlerinin bir yansıması olarak da görülebilir. Atatürk, bağımsızlık mücadelesi vermiş halkların ve liderlerin gözünde güçlü bir örnek; Küba gibi devrimci geçmişe sahip bir ülkede bu büstün varlığı da bu nedenle tesadüf değil.

Bazı Kübalılar, Atatürk’ü detaylı tanımıyor olabilir; ama büstün hemen yanındaki bilgi levhası bu boşluğu dolduruyor. Ziyaretçiler ise bu durakta genellikle kısa bir an duruyor, kimi zaman bir selam gönderiyor, kimi zaman fotoğraf çektiriyor. O anda, Havana ile Ankara arasında görünmez bir köprü kuruluyor.

Callejon de Hamel

Havana’nın en özgün sokaklarından biri olan Callejón de Hamel, yalnızca rengarenk duvar resimlerinden ibaret bir sokak değil; burası Afro-Küba kültürünün kalbinin attığı bir yer. Kübalı sanatçı Salvador González Escalona tarafından başlatılan bu dönüşüm, eski bir gecekondu mahallesini sürrealist bir açık hava galerisine çevirmiş. Sokakta dolaşırken sanatı kelimenin tam anlamıyla sokak duvarlarında, kaldırımlarda, kapı pervazlarında görüyorsunuz. Duvar yazıları, mural sanatları ve hurda parçalardan yapılan heykeller arasında yürürken Escalona’nın Afrika kökenlerine yaptığı göndermelerle karşılaşıyorsunuz. Pazar günleri canlı rumba performansları ve sokak dansları eşliğinde burası tam bir kültürel şölene dönüşüyor. Turist kalabalığına rağmen hala Havana’nın en karakterli sokaklarından biri.

Fábrica de Arte Cubano (FAC)

Bir sanat galerisi, gece kulübü, bar, konser alanı ve atölye… Hepsi tek bir binada. Havana’daki en modern ve yaratıcı kültür merkezlerinden biri olan FAC, devrim sonrası endüstriyel bir fabrikanın sanatla buluşmuş hali. Günümüzde genç Kübalı sanatçıların eserlerini sergileyebildikleri bu alan, gece olduğunda şehrin en havalı buluşma noktalarından birine dönüşüyor. İçeride çağdaş sanat enstalasyonlarından DJ performanslarına, kısa film gösterimlerinden dans gecelerine kadar her şey var. Eğer Havana’nın sadece nostaljiye hapsolmadığını, gençlerin nasıl bir “yeni Küba” hayal ettiğini görmek istiyorsanız, FAC bu anlamda ilham verici bir adres. 

Partagas Puro Fabrikası

Havana’nın kalbinde, Capitolio binasının hemen arkasında yer alan Real Fábrica de Tabacos Partagás, Küba purosunun dünya çapındaki ününü inşa eden en ikonik adreslerden biri. 1845 yılında kurulan bu fabrika, Küba’nın en eski ve en prestijli puro üretim merkezlerinden biri olarak biliniyor. Adını kurucusu Don Jaime Partagás’tan alan marka, bugün dünya genelinde en çok tanınan ve rağbet gören Küba purolarının başında geliyor.

Fabrika ziyaretçilere açık, içeride puro yapım sürecine dair detaylı turlar düzenleniyor, ziyaretçiler tütün yapraklarının seçilmesinden sarım aşamasına kadar tüm süreçleri gözlemleyebiliyor. Rehberler Küba’nın puro kültürünü tarihsel ve sosyal yönleriyle de anlatıyor, işin yalnızca üretim değil, kültürel miras kısmına da ışık tutuyor.

#510Tips

Eğer fabrikayı gezemiyorsanız bile hemen yanındaki resmi mağazaya uğrayın. Burada sadece puro değil, puro kesicileri, humidor kutuları ve puro meraklıları için özel hediyelikler de bulabilirsiniz. Özellikle Cohiba, Montecristo ve tabii ki Partagás markalarının en özel serilerini bu mağazada bulabilirsiniz. Alışveriş yapmasanız bile, puro kültürünün kalbinde olmak başlı başına etkileyici bir deneyim.

Almacenes San José Artisans’ Market

Eski bir liman deposunun içini bir sanat galerisine dönüştürmek kimin aklına gelir? Havana’da bu fikir hayata geçmiş! Almacenes San José, Havana limanına bakan geniş bir yapının içinde kurulmuş, şehrin en büyük ve en kapsamlı el sanatları pazarı. Boy boy tuvaller, rengârenk tablolar, elle yapılmış tahta oymalar, takılar, müzik aletleri, tekstil ürünleri, seramikler ve klasik Che şapkalarına kadar her şey burada bulunabilir.

Duvarda asılı tablolar arasında gezinirken yerel sanatçıların fırça izlerini görebilir, bazen sanatçıyla birebir sohbet edebilirsiniz. Özellikle Küba temalı orijinal eserler, burayı yalnızca bir pazar değil, aynı zamanda alternatif bir sanat galerisi haline getiriyor.

Plaza de Armas’taki Bit Pazarı

Havana’nın en eski ve en simgesel meydanlarından biri olan Plaza de Armas, tarihi boyunca askeri törenlerden kitap fuarlarına ev sahipliği yapmış. Bugünse bu meydan, özellikle antikaseverlerin ve koleksiyoncuların uğrak noktası. Açık havada kurulan bit pazarı, zaman kapsülü gibi hissettiren nostaljik bir alışveriş deneyimi sunuyor.

Tezgahlarda Che Guevara postaları, devrim dönemi afişleri, eski dergiler, sarı sayfalarıyla yorgun düşmüş kitaplar ve bol bol propaganda broşürü bulabilirsiniz. Her bir eşya, Küba’nın geçmişinden bir parça gibi duruyor.

Havana’ya Ne Zaman Gidilir?

Karayipler’in kalbinde yer alan Havana, yılın neredeyse her döneminde sıcak bir iklime sahip. Ancak bu sıcaklığın dozajı, seyahatinizin keyfini etkileyebilir. Bu yüzden Havana için “her zaman gidilir” demek yerine, seyahat tarzınıza ve beklentinize göre en ideal zamanı seçmek çok daha doğru olur.

🌸 İlkbahar (Mart – Mayıs)
Havana’yı ziyaret etmek için en ideal dönemlerden biri. Sıcaklık ortalama 25-28°C civarında seyrederken nem oranı rahatsız edici düzeyde olmaz. Doğa en canlı haliyle karşınıza çıkar; parklar, meydanlar ve sahil hattı renklenir. Ayrıca kalabalık da henüz yüksek sezona ulaşmadığı için hem fiyatlar hem sokaklar daha makul.

🌞 Yaz (Haziran – Ağustos)
Sıcaklık 30°C’yi kolayca aşar, nem oranı da buna eşlik eder. Özellikle Temmuz ve Ağustos ayları, Havana’da terlemeden yürümenin neredeyse imkansız olduğu bir dönemdir. Öte yandan kültürel açıdan oldukça zengin bir sezon. Havana Karnavalı, yaz aylarında düzenlenen etkinliklerden sadece biri. Sıcağa dayanıklılığınız varsa, Havana yazın tam bir görsel şölene dönüşür.

🍁 Sonbahar (Eylül – Kasım)
Bu dönemde havalar yavaş yavaş serinlemeye başlar ama dikkat: Eylül ayı, Karayipler için kasırga sezonunun da en aktif zamanıdır. Ekim ve Kasım ayları ise daha dengeli geçer. Bu dönemde hem daha uygun fiyatlarla konaklama bulabilir hem de daha sakin sokaklarda Havana’yı keşfedebilirsiniz.

❄️ Kış (Aralık – Şubat)
Havana’da “kış” demek, bizim için serin ilkbahar havası demek olabilir. Gündüzleri 22–26°C civarındaki sıcaklıklar idealdir. Ayrıca Aralık ayında Havana’nın yılbaşı süslemeleri ve yeni yıl coşkusu size tropik bir yılbaşı deneyimi yaşatabilir. Bu dönem aynı zamanda Küba’da en çok turist ağırlanan sezonlardan biridir, bu nedenle erken rezervasyon önerilir.

🗓️ Eğer Küba’nın ruhunu tüm canlılığıyla deneyimlemek istiyorsanız, seyahatinizi 1 Mayıs’a denk getirmeyi düşünebilirsiniz. Havana sokakları bu tarihte coşkuyla kutlanan Emek Günü (Día del Trabajador) sebebiyle hem renklenir hem sloganlarla dolar.

Havana’da Nerede Kalınır?

Havana’da konaklama, sadece bir yer seçmek değil; şehrin farklı ruh hallerinden birini deneyimlemek anlamına geliyor. Her bölge kendi havasını, temposunu ve sürprizlerini beraberinde getiriyor. Havana’da en çok tercih edilen üç konaklama bölgesi var: Eski Havana (La Habana Vieja), Vedado ve Centro Habana. Seyahatinizin ritmine göre seçim yapabilirsiniz.

La Habana Vieja (Eski Havana)

Tarihi dokunun tam kalbinde olmak istiyorsanız, ilk tercihiniz burası olmalı. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu bölge, dar sokakları, restore edilmiş kolonyal binaları ve hareketli meydanlarıyla şehri adım adım keşfetmek isteyenler için ideal. Sabah gözünüzü sokaktan yükselen müzikle açıp, gün boyu yürüyerek Havana’nın ruhunu iliklerinize kadar hissedebilirsiniz. Akşam saatlerinde sokak lambalarının altında dans eden çiftler görmek, burada sıradan bir manzara.

#510Unfolds

Küba’da konaklamanın en otantik yollarından biri “casa particular” denilen ev pansiyonları. Devlet tarafından lisanslı olan bu konaklama tipi, Kübalı ailelerin evlerinin bir bölümünü turistlere açtığı bir sistem. Genellikle oda + kahvaltı hizmeti sunuluyor. Hem uygun fiyatlı hem de Küba kültürünü birebir yaşamak isteyenler için paha biçilmez bir deneyim. Özellikle Havana dışında (örneğin Trinidad gibi şehirlerde) casa konaklaması oldukça yaygın.

Oteller ise Havana’da daha çok şehir merkezinde ve turistik bölgelerde konumlanıyor. Geniş imkanlar sunan butik otellerden, geçmişin izlerini taşıyan devlet işletmelerine kadar pek çok seçenek mevcut. Bazı otellerin internet, klima ya da temizlik gibi konularda beklentiyi karşılamayabileceğini hatırlatmakta fayda var.

Vedado

Daha modern, daha ferah sokaklar ve yerel hayatla iç içe bir deneyim için Vedado doğru adres. Geniş caddeler, sanat galerileri, barlar ve kültür merkezleriyle çevrili bu semt, özellikle akşam saatlerinde canlanıyor. Devrim Meydanı’na yakınlığı ve gece hayatıyla ünlü Fábrica de Arte Cubano gibi mekanlara olan kolay ulaşımıyla biliniyor. Vedado, hem şehirli Kübalıların yaşamına tanık olmak hem de klasik turistik rotanın dışına çıkmak isteyenlere hitap ediyor.

Centro Habana

La Habana Vieja ile Vedado arasında yer alan Centro Habana, biraz daha kaotik ama çok daha “gerçek”. Restorasyondan geçmemiş eski apartmanlar, açık kapılar ardında görünen iç yaşamlar ve sokakta oynayan çocuklarla burası Havana’nın en otantik yüzünü sergiliyor. Ancak bazı sokaklar gece geç saatlerde tek başına dolaşmak için pek uygun olmayabilir, bu nedenle konaklama tercihi yaparken araştırma yapmak önemli.


Havana’dan otel önerilerimiz (ilki deneyimlediğimiz ve memnun kaldığımız oteldir):

 “Loft Habana”

Havana’da Şehir İçi Ulaşım

Havana, gezginler için yürüyerek keşfetmeye oldukça elverişli bir şehir. Özellikle Eski Havana ve çevresi, neredeyse her adımda fotoğraf molası vereceğiniz kadar zengin bir atmosfer sunuyor. Ancak şehir genelinde ulaşımı kolaylaştıracak birkaç alternatif de mevcut.

Yürümek: Havana’yı gerçekten hissetmenin en iyi yolu sokaklarını yürüyerek keşfetmek. La Habana Vieja’nın daracık sokakları, Vedado’nun geniş caddeleri ve Malecon boyunca uzanan sahil şeridi yürüyerek deneyimlenmeli. Adım başı değişen manzaralar ve sokaklardan yükselen müzikler bu yürüyüşleri sıradan olmaktan çıkarıyor.

Taksi: Havalimanından şehir merkezine ulaşımın en kolay yolu taksi. Ancak burada taksi demek, her zaman sarı renkte ve taksimetreli bir araç demek değil. Küba’da taksilerin çoğu şahsi araçlarla sağlanıyor ve pazarlık neredeyse zorunlu. Havalimanından Eski Havana’ya transfer ücreti ortalama 20–30 USD arasında. Gitmeden önce fiyat araştırması yapmak, pazarlık gücünüzü artıracaktır.

🚖 Taksi uygulamaları (Uber, Bolt gibi) Küba’da aktif değil. Bu nedenle tüm transferlerde elden ödeme yapılması gerekiyor. Bazı büyük oteller güvenilir taksi çağırmanıza yardımcı olabilir.

Coco Taksiler ve Bisiklet Taksiler: Sadece ulaşım değil, deneyim arayanlara özel! Hindistan cevizini andıran tasarımıyla coco taksiler, özellikle Vedado ve Malecon hattında oldukça yaygın. Hava durumuna ve tur uzunluğuna göre pazarlıkla belirlenen fiyatlarla çalışıyorlar. Ayrıca bisikletle çekilen açık taksiler de kısa mesafeler için keyifli ve uygun fiyatlı bir tercih olabilir.

Toplu Taşıma: Yerel otobüsler (guaguas), çok ucuz ama turistler için karmaşık ve kalabalık olabilir. Eğer İspanyolca bilginiz yoksa ya da zamanla yarışıyorsanız otobüsler çok önerilmiyor.

Havalimanından Şehre Nasıl Gidilir?

José Martí Uluslararası Havalimanı, şehir merkezine yaklaşık 25–30 dakika uzaklıkta. Toplu taşıma seçeneği çok kısıtlı olduğu için genellikle taksi kullanılıyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, fiyatlar genellikle 20–30 USD arasında. Daha uygun fiyatlı bir transfer için birkaç yolcu birleşerek “paylaşımlı taksi” seçeneği de değerlendirilebilir.

Havana’dan Ne Alınır? 

sorusu, klasik bir turistik alışveriş beklentisinin ötesine geçebilir. Zira burada raflar dolusu seçenek ya da parıltılı mağazalar bulmak kolay değil. Ama aradığınız otantik ve karakterli hediyeliklerse, Havana bu konuda çok cömert.

  • Lokal ve el işi ürünler: Liman bölgesinde yer alan el sanatları pazarı Almacenes San José Artisans’ Market, yerli halkın el emeği göz nuruyla dolu. Renkli tuvaller, ahşap maskeler, Che posterleri, geleneksel müzik aletleri, el işi kıyafetler, kolyeler, bileklikler… Her biri Küba ruhunu yansıtan ürünler. Pazarlık yapmadan alışverişe başlamayın. Nakit ödeme geçerli, kart kullanımı yok.
  • Vintage eşyalar: Küba’nın geçmişine dokunmak istiyorsanız, Eski Havana’nın en nostaljik meydanı üzerinde kurulan Plaza de Armas’taki Bit Pazarı tam size göre. Eski propaganda afişleri, Fidel ve Che baskılı dergiler, vintage posta kartları ve nadide kitaplar arasında vakit geçirmek başlı başına bir deneyim. Burası fotoğraf çekmek için de oldukça ilham verici.
  • Rom ve Puro: Küba’nın iki ikonik ürünü olmadan dönen nadirdir. Havana Club romları, farklı yıllanmış çeşitleriyle her zevke uygun. Tadım yaptıktan sonra satın almak isterseniz en doğru adres müzeye bağlı satış noktası. Purolar ise en güvenilir şekilde Partagás Puro Fabrikası veya devlet kontrolündeki La Casa del Habano dükkanlarından alınmalı. Sokakta satılanlara itibar etmeyin.
  • Yerel Sanat & Tasarım Ürünleri: Vedado ve Centro Habana civarındaki küçük galerilerde veya Paloma Artspace gibi alternatif mekanlarda çağdaş Küba sanatının izlerini sürebilirsiniz. Genç sanatçıların çizimleri, seramikleri ve el işi tekstil ürünleri çok özel hediyelikler olabilir.

#510Tips

Rom ve puro için ülkenize dönüşte uygulanan sınırları kontrol etmeyi unutmayın. Genellikle puro için 20-25 adet, rom için ise 1-2 litreye kadar izin veriliyor.

Küba Seyahat Bütçesi ile İlgili Önemli Bilgiler

Küba, ilk bakışta uygun fiyatlı bir destinasyon gibi görünse de detaylara inince işler biraz değişebiliyor. Özellikle Havana gibi turistik şehirlerde fiyatlar, yerel halkın alım gücünden bağımsız olarak turist ekonomisine göre şekilleniyor. Yine de doğru planlamayla bütçe dostu bir seyahat mümkün.

Para Birimi ve Ödeme

Küba’da şu anda tek geçerli para birimi CUP (Küba Pezosu). Turistler de CUP kullanıyor. Dolar ve Euro hâlâ bazı yerlerde kabul edilse de resmi geçerliği yok. Nakit kral; kredi kartı çoğu yerde geçmiyor. (Amerikan bankalarına bağlı kartlar hiçbir şekilde işlemiyor.)

Önerimiz, yanınıza Euro almanız ve dönüşümlü olarak şehirdeki döviz bürolarından CUP almanız. Resmi kur ile sokak kuru zaman zaman farklılık gösterebilir, dikkatli olun. Büyük şehirlerde döviz bozdurmak daha kolay. Resmi döviz büroları (CADECA) dışında, bazı oteller ve döviz ofisleri de döviz bozar. Ancak kur farklarına ve komisyonlara dikkat edin.

Küba’da internet ve mobil veri çok sınırlı olduğu için online ödeme yapmayı düşünmeyin. Yanınızda nakit götürmek ve bütçenizi günlük olarak planlamak en iyi yöntem.

Küba’da Para Çekme ve Harcama

Küba’da ATM bulmak mümkün ama çoğu ATM, yalnızca yerel banka kartlarıyla çalışıyor. Her ATM yabancı kartları kabul etmez. Kabul edenler de sınırlı işlem yapabilir. Para çekmek bazen saatler süren bir çileye dönüşebilir. Western Union bazı şehirlerde hâlâ geçerli; acil durumlar için bir alternatif olabilir. Kaldığınız casa ya da otellerde ödeme için mutlaka önceden bilgi alın. Bazı yerler sadece CUP kabul ediyor, bazıları döviz tercih ediyor.

#510Tips

Casa particular konaklamalarında, restoranlarda ve hatta bazen müze görevlilerinde bahşiş beklenir. Küçük miktarlarda da olsa hazırlıklı olun. Diğer yandan taksi, sokak satıcıları, hediyelik eşya pazarları gibi yerlerde büyük banknot bozmak zor olabilir. Ufak bozukluklar hayat kurtarır.

510milyon’dan Deneyimle Sabit Tüyolar

⚲ Küba’da saat farklı akar:
Kimsenin acele etmediği, beklemekten başka çarenizin olmadığı bir yerdesiniz. Otel check-in’i, yemek servisi, hatta klasik araba turu… Hepsi ‘mañana’ kafasında. Panik yapmayın, bırakın Küba ritmine sizi çeksin.

⚲ Sokakta dans eden biri varsa, eşlik edin:
Dans eden Kübalılar sadece turistlere poz vermek için değil, gerçekten keyif aldıkları için dans ediyorlar. Utanmayın, birkaç adım eşlik etmek hem onlar hem sizin için unutulmaz olacak.

⚲ Her “klasik araba” turu aynı değil:
Arabanın modeli, sürücünün enerjisi, rotanın uzunluğu fark yaratır. Pazarlık edin ama fiyat kadar rotayı da konuşun. “Fotoğraf molası veriyor musunuz?” sorusunu sormayı unutmayın.

⚲ Casa particular seçerken ev sahibine bakın:
Bazı evler çok güzel ama ev sahipleri mesafeli olabilir. Bazı evlerde ise ev sahibi o kadar içtendir ki, sabah kahvaltısında devrim konuşması dinlersiniz. Küba’da konaklama biraz da ev sahibinin enerjisidir.

⚲ “Yarın şeker gelecek” lafı gerçek olabilir:
Market raflarının boş olması ambargoya bağlı. Bugün olmayan şey yarın gelebilir, bugün aldığınız ürünü bir daha asla göremeyebilirsiniz. Gördüğünüz ve ihtiyaç duyduğunuz şeyi alın.

⚲ Kendi sabununuzu, tuvalet kağıdınızı getirin:
Hijyen ürünleri hâlâ sınırlı. Casa’larda ya da otellerde bile bazen sabun ya da havlu olmayabilir. Minik bir hijyen kiti size çok şey kazandırır.

⚲ Rom ucuz, puro seçici ister:
Havana Club rom her yerde var, ama kaliteli puro için dikkatli olun. Sadece devlet onaylı dükkanlardan alın. Sokakta “en iyi puro” diye sunulanlar genelde turist tuzağıdır.

⚲ En iyi Havana manzarası için gün batımında El Morro Kalesi’ne çıkın:
Buradan şehri izlemek romantik bir deneyimden fazlası. Hem şehri yukarıdan görürsünüz, hem de Küba’da güneşin nasıl battığını unutmazsınız.

⚲ Küba’ya gelirken dijital detoksa hazırlanın:
İnternet erişimi kısıtlı olabilir ama bu bir dezavantaj değil, bir fırsat. Telefonu bir kenara bırakıp insanların gözlerine, sokakların ritmine, müziğin melodisine odaklanın.

⚲ Gülümseyin. Hep.
Sokakta biri size laf attıysa, pazarda satıcı ısrar ettiyse, taksici fazla fiyat verdiyse… Küba’da tepki değil, tebessüm işe yarar.

Küba’nın ruhunu anlamak istiyorsanız, Havana’ya sadece bakmak değil, onu hissetmek gerek. Sokaklarında kaybolun, müziğine kulak verin, bir duvarın gölgesinde durup zamanın akışını izleyin.

Daha fazlası için diğer rehberlerimize göz atmayı unutmayın:
✍🏻 Trinidad Gezi Rehberi
✍🏻 Santa Clara Gezi Rehberi

Booking.com